Zorluklar içinde yaratılan bir varlıktır insan. Her birimiz, kendine has belirlenmiş zorluklarla hemhal olmaktayız. Dünyaya gelirken ağlamak kaderde var. Bebek ağlarken anne güler. Bebeğini dokuz ay boyunca taşımanın mutlu sonucunu yaşar. Bu sürede anne hayatını kısıtlamış ve zorluğa seve seve katlanmıştır.
Bebeğin ağlayarak başladığı ilk sınanmanın ardından ötekiler gelir. Sütten kesilme ve kardeş kıskançlığı da bebekliğe eklenen öteki zorlanmalar ve sınavlardır. Her kişinin başına gelmesi muhtemel olan bu sınavlardan sonra bir başka zorluk vardır kapıda: Ergenlik! Ergenlik çağı bir sınanmadır. Zorlanan ve sınanan insanda ruhsal olgunlaşma gerçekleşir. Ergenin benliği üç boyutta değişim geçirmektedir. İlk değişim vücutta başlar. Vücuttaki değişim cinsiyete göre şekil alan bir süreçtir. Bu fiziksel değişim devam ederken bir süre sonra ergende psikolojik değişimler baş göstermeye başlar. Artık ruhsal dinamiklerde değişim başlamıştır. Aklı oyunda eğlencede olan çocuk gitmiş ve büyüklerin konuştuğu meselelere ilgi duyan, acemi bir yetişkin gelmiştir. Yoğun geçen beyin faaliyetleri, bir yere oturmayan ve sonuca vardırılamayan fikir uçuşmaları bireyin yaşadığı psikolojik değişimlerin konuları arasında yer almaktadır. Ergenler, kimliklerini bulma, kendi değerlerini ve inançlarını tanımlama sürecinde önemli adımlar atarlar. Ancak bu süreç, kimi zaman belirsizlik ve karmaşıklıkla dolu bir yolculuk olabilir. Ayrıca, ergenlik dönemi sosyal ilişkilerin yoğunlaştığı bir zamandır; akran ilişkileri, aile bağları ve toplumsal normlar üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Bu süreçte ergenler sık sık kimsenin onları anlamadığına dair yakınma içindedirler. Çevresinden beklediği onay karşılık bulmadıkça sitemleri artar. Bu nedenle çevresi tarafından ergenlerin ilişkilerde genellikle çatışmacı bir karakterde olduğu gözlenmektedir.Bir başka zorlanmaları ise sosyal ilişkilerde kendini gösterir. Doğal olarak varolan yetersizliklerini kabullenmek yerine genelde çevresini suçlarlar. Bir varoluş savaşıdır onlarınki. Süreç içinde kendini gerçekleştirecek ve raşit bir döneme geçeceklerdir. Bu nedenle sabırlı olmalıdırlar. Değişimler zorlanmalarla gelse de bu süreçler yerini farklı süreçlere bırakacak ve geçecektir.
Ergenlik dönemindeki bu psikolojik sorunlar, genellikle hormonel değişiklikler, beyin gelişimi, sosyal etkileşimler ve çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıkar. Ergenler genellikle duygularını ifade etmede zorlanabilir ve yetişkinlerden farklı olarak düşüncelerini ve duygularını anlamlandırmakta güçlük çekebilirler. Bu nedenle, ergenlik döneminde psikolojik destek ve anlayış oldukça önemlidir. Çocuklarının sağlıklı yetişkin olmalarını bekleyen ebeveynlerin de bu süreçte sabırlı olması ve çocuklarının duygularını anlama yolunda bir tutumu izlemesi iki taraf için de en faydalısı olacaktır. Çünkü bazen ebeveynler her ne kadar mantıklı açıklamalar yapsalar da, "doğrusunu bildiğini" ergen çocuklarına ifade etseler de ergenlikteki bireyin bu süreçte ihtiyacı olan şey duygularının anlaşılmasıdır. Bu süreçte çatışma yaşamak kaçınılmazdır fakat karşılıklı anlayış ve sabırla bu süreçlerin daha kolay atlatılması da mümkündür. Ayrıca, ergenlerin duygusal ve zihinsel sağlığını desteklemek için sağlıklı iletişim, sınırlar koyma, güven oluşturma ve olumlu örnek olma gibi yöntemler de kullanılabilir.
Коментарі