Bayram Ayaz
20 Mar 2018
Son üç kuşak arasındaki gözlenen değişimin boyutları şaşırtıcı düzeyde. Çocukluğu elektriksiz evlerde geçen dedelerin torunları için Wi-Fi, oksijen kadar gerekli.
Son üç kuşak arasındaki gözlenen değişimin boyutları şaşırtıcı düzeyde. Çocukluğu elektriksiz evlerde geçen dedelerin torunları için Wi-Fi, oksijen kadar gerekli.
1950'li yılların çocukları, 1980'li yılların çocukları ve 2000'li yılların çocukları arasında farklılaşma bir kelebeğin değişim evreleri gibi. Fakat bu üç evre, yani koza, pupa ve kelebek evreleri tersine döndü sanki. Yeni nesil çocuklardan kelebek gibi uçmaları beklenirken kanat açma yetenekleri hayli azaldı. Yoğun teknoloji kullanımı ile bir kozaya hapsoldular. Sanal kozada yaşamak onlar için yeni bir tarz.
Dededen toruna bu keskin değişim nasıl gerçekleşti? Bir zincirin halkaları gibi binlerce kuşak birbirine eklenme geleneği değişti. Yeni kuşak önceki kuşaktan bir şeyler öğrenmeye niyetli değil. Son halkanın çocukları zincire eklemlenmeye direniyor. Küresel kodları ve değerler daha heyecanlı.
Üç kuşaktaki değişim nasıl gerçekleşti. Eğitim, boş zaman ve beslenme gibi üç parametre ile bakalım. İlk kuşağın yani bugünün dedeleri çocukluk yıllarında eğitim imkanlarının sınırlılığı nedeniyle genellikle eğitimden yoksun kaldılar. Boş zamanları tabii bir şekilde geçti. Sosyal ortamlarda iletişim kurdular. Önceki kuşaklar gibi can sıkıntısı da yaşadılar. Genel kitle anlamında beslenmeleri yetersizdi fakat hazır gıdalar yaygın olmadığından doğal beslendiler.
Orta kuşağa yani bu çağın babalarına baktığımızda kurumsal anlamda bir eğitim imkanına kavuştular. Kimi iyi okullarda okudu. Fakat yüksek öğrenim imkanları sınırlı kaldı. Modern yaşamı tüketmeye başlayan ilk kuşak olarak TV ile zaman geçirdiler. Doya doya arkadaşlarıyla oyun oynayan şanslı bir kuşaktı. Bunun yanında sinema, kitap ve sosyal etkileşim onların boş zamanları için birer tercihti. Beslenmeleri önceki kuşağa göre imkan bakımından daha iyiydi. Ekmeğin ve domatesin kokusunu alabilen son kuşaktı. Hazır gıdalar entegre bir şekilde hayatlarına hızla girmeye başladı.
İnternet kuşağı olan son kuşağın eğitimi genel anlamda yüksek öğrenim oranı zirveye çıktı. Boş zamanlarında geleneksel oyunları terk ettiler. Eğlendiren teknolojinin bütün materyalleriyle bebeklikten itibaren tanıştılar. Dijital oyunlar, online oyunlar, cepte ve tablette oyunlar onların zamanını kuşattı. Boş zaman kavramı kendiliğinden günlük dilden uzaklaştı. Çünkü teknolojiye takılmaları önem verdikleri işler kadar güçlü duygularla gerçekleşiyordu. Beslenme kültürleri önceki bütün kuşaklardan farklıydı. İlk defa hazır gıda tüketimi el yapımı gıdaların önüne geçti. Türkiye insanı bu kültürü Batı'dan bir kuşak sonra yaşadı. Hem de GDO maddeleri ile üretilmiş, damak tatlarına yönelik bütün yapay gıdalar çocukların baş uncunda yer aldı.
Özellikle yeni kuşaklar teknolojinin artık riskle anıldığı bir dönemde dünyaya gelmişlerdi. Bu çocuklar alfabenin son rakamı ile ifade edildiler. Z kuşağı olarak anılan bu çocuklar interneti çok sevdiler. 2007'den sonra iki binli yılların asıl devrimi geliyordu. Çocuklar chat odalarından çıkarak sosyal ağlara takıldılar. Sosyal ağlar teknolojide yeni dönemi başlattı. Bilgisayar oyunları çocukları otistik bir kapanma ile kendi dünyasına hapsediyordu. Çocuk bir süre sonra sosyalleşme imkanı bulduğunda yüzünü dünyaya dönebiliyordu. En azından toplum ile entegrasyonu kısmen gelişiyordu. Ancak sosyal medya yepyeni bir şey getirmişti. Çocuk sadece eğlenmeyecekti aynı zamanda onu ergenlik döneminin kimlik arayışında işini kolaylaştıracaktı. Sosyal ağlarda oluşturduğu profille aile ve yakın çevresinden görmediği ilgiyi görecekti. Benliğin açıklarını ve toplum karşısında hissettiği yetersiz yanlarını kapatabileceği yeni bir alan açılmıştı. Sosyal ağlarda oluşturduğu profiline yerleştirdiği fiyakalı resimlerle benlik saygısını kolaylıkla elde ediyordu.
Bu tablodan ne tür sonuçlar çıkarabiliriz? Eğitimsiz fakat sosyal ilişkilerde iyi ve doğal beslenen kuşaklardan bugüne geldik. İnsan biyopsikososyal bir varlık olarak eğitimden popüler kültüre, boş zamanların sosyal paylaşımlarından asosyal yaşama döndü. Bugün kimyasal bir depoya dönüşen bedeniyle küresel çağda özne bir rolü nasıl üstlenecek? Düşünmemiz gereken nokta bu!