top of page

Ebeveyn Otoritesi Neden Sarsıldı?

Bayram Ayaz

12 Şub 2017

Şimdi yeni bir durumla karşı karşıyayız. Yeni bir aile modeli küresel çapta yayılıyor. Buna 'birey odaklı aile' diyebiliriz. Aile yeniden bileşenlerine bölünüyor. Her birey kendi başının çaresine bakacak bu gezegende. Boşanmalar artmayabilir, çünkü evlilikler azalacak. Bugün yaşı otuzu aşan ve evlenmekten çekinen insanların sayısı artıyor.

İnsanın var olduğu her alanda bir değişim yaşanıyor. En büyük değişimin yaşandığı teknoloji, bireyi ve onun benliğinin her yönüne dönüştürmeye başladı. Sessiz sedasız bu değişimle birlikte, benlikler daha kırılgan ve kapanmaz yaralar açılıyor.


Son üç kuşağa baktığımızda bu değişimin ne denli çarpıcı olduğunu gözlemleriz. Geleneksel aileden çekirdek aileye geçiş yaptık. Bilanço; aile içi dayanışma azaldığı için boşanmalarda artış yaşandı.


Şimdi yeni bir durumla karşı karşıyayız. Yeni bir aile modeli küresel çapta yayılıyor. Buna 'birey odaklı aile' diyebiliriz. Aile yeniden bileşenlerine bölünüyor. Her birey kendi başının çaresine bakacak bu gezegende. Boşanmalar artmayabilir, çünkü evlilikler azalacak. Bugün yaşı otuzu aşan ve evlenmekten çekinen insanların sayısı artıyor.


Yüzü Batı'ya dönük aile yapısı bir model olma yolunda yaygınlaşıyor. Anne babalık algısı değişiyor. Çocuğa yetkilerin devredildiği bir yapı hızla ilerliyor.


Çeyrek asırdan beri anne ve babalığa izafe edilen şey onların çocukların yetiştirilmesinde bir şey bilmedikleri kanaatidir. Bu konuda cahil sayılarak uzmanlardan anne babalığı öğrenmeleri gerektiğine inandırıldılar. Anne babalık, çocuk karşısında edilgen ve rolünü bilemeyen, kendini çocuk karşısında tedirgin hisseden tutumlar ortaya çıktı.


Ebeveynlik 'bilimsel' bir mesele olmaya başladı; ancak bilim sayesinde öğrenilebilen ve eğitimle ustalaşabilecekleri algısı oluşturuldu. Bugünkü gençlerin tutumları bu yaklaşımın eseridir. Eğer sorun yoksa bu anlayışa devam edebilir. Fakat anne babalar ya da çocukların yakınmaları bir külliyat çapında.

Gençlerin hayattan beklentileri üzerinde yapılan araştırmalarda, sorulara verdikleri cevaplarda mutlu olmak tek hedef olarak ortaya çıkmaktadır. Mutluluk hedefi hayata dair anlam ve değer üretememiş batı toplumlarına özgüdür. Bir iş edinmek, para kazanmak ve böylece mutlu olmak istiyor gençler öteki hedeflerini rafa kaldırmış durumdalar.


Eskiden ironiyle bakılan, devlet kuran ve vatan kurtaran gençler bugün orta kuşağı temsil ediyor. Orta kuşak 'Y nesli' bir yanda geleneğin son temsilcisi anne babalar, öte yandan hayatı minik bir ekrana sığdırmaya çalışan çocukları; bu iki kuşak arasında bir karizmaya sahipler fakat rollerine direniyorlar. Halbuki çözüm üretmede önemli donanıma sahipler.


Bu kuşağın özellikle baba rolünü yeniden inşa etmesi gerekir. Çevrenize baktığınızda kural ve sınır koyan ailelerin daha mutlu oldukları görülür. Otorite kurulamamasında anne babaların benlik yapılarının zayıflaması temel nedendir.


Anne babalar otorite rollerini bilerek terk etmeleri halinde şikayet etmeye hakları yok. Çocuğun ruhunu besleyen ve onun gıdalanmak kadar ihtiyaç duyduğu otorite rolü, elzem bir şekilde gündeme alınmalıdır. Birçok boşanan ya da eşini kaybeden ailelerin çocuklarını dinlediğimizde "hiç iletişim kurmadan evde babamızın ya da annemizin varlığını hissetsek bile yeter" sözü önemli bir gerçeğe vurgu yapıyor.


Çocuk yaşamında kılavuz olacak bir otoriteye ihtiyaç duyar. Anne ve baba bu otorite rolünü terkettiğinde, yeni kuşak kimliksiz yapı geliştiriyor. Bu da gençler tarafında özgürleşme ve bağımsızlık olarak algılamakta.


Babanın mutlak otorite olması, evlat üzerinde nasıl olması gerekiyorsa öyle hissettirilmelidir. Bu tutum bağımsızlığı etkilemez. Çocuğa ilke koymadan bağımsızlık vermek, sınırı belirsiz bir hoşgörüyle yaklaşmak bu medeniyete özgü değil. Çocuk merkezli aileler bizim kültür kodlarımızı karşılamıyor. Bugün yaşanan krizin temel nedeni; modern anlayıştan mülhem anne babalığın taklit edilmesidir.


Çocuk dile getirmeden anne babasından yetkinlik ister; bu role ihtiyacını hisseder.


bottom of page