Bayram Ayaz
29 Haz 2017
Modern zamanlarda ailenin geçirdiği değişimin yeterince farkında mıyız? İnsanın önünde durduğu fon ailedir. Mesela bizim ruh sağlığı alanında bir kişinin aile analizini yapmadan, kişi hakkında kanaate sahip olmak zordur. Aile yapılarını tanımadan ne bireyi ne de medeniyeti anlama imkanı vardır.
Modern zamanlarda ailenin geçirdiği değişimin yeterince farkında mıyız? İnsanın önünde durduğu fon ailedir. Mesela bizim ruh sağlığı alanında bir kişinin aile analizini yapmadan, kişi hakkında kanaate sahip olmak zordur. Aile yapılarını tanımadan ne bireyi ne de medeniyeti anlama imkanı vardır.
Peki bu konu üzerinde ne kadar duruluyor? Bu konuda gayret gösteren kuruluşlardan biri İslam Dünyası STK'ları Birliği (İDSB). Kuruluş uhdesinde oluşturulan Uluslararası Aile Enstitüsü önümüzdeki hafta bu konuyu masaya yatıracak. Çalıştay öncesi izlerini sürmeye çalıştığım anekdotları sizinle paylaşmak istiyorum.
Öncelikler modern iletişin teknolojisi ve yeni gelişmeler başta aile olmak üzere insan benliğinde kırılmalara yol açmıştır. Aile kurumunun bu değişimden etkilenmesi sonucu aile içinde iletişim sorunları vardır.Ailenin ruhsal bir korunak olma özelliğinde kırılmalar gözleniyor. Gençler üzerinde etki düzeyi azalan bir durumla karşı karşıyayız. Çocuklara bakışta kişisel ve ruhsal gelişim ötelenmektedir.
Genellikle birbirine sorumluluk yükleyen anne ve babalar, iki konuyu gündemde tutmaktadırlar: Akademik başarı ve internet kullanım sorunları. Ruhsal ve ahlaki kazanımlar sağlama konusu sorunlu bir alan gibi uzak durulmaktadır.
Elbette bugün ortaya çıkan sorunların geçmiş referansları var. Yaşanılan değişimin sebeplerini her toplum kendi kökeninde aramalı. Buna rağmen Batı kaynaklı modern çözümler kısa yoldan taklit edildiği aşikar. Bunun için kültürel dinamiklerimiz ve değerlerimiz ekseninde araştırmaları yapmak elzemdir.
Bu çerçevede yapılacak araştırmalarda birey psikolojisi, aile yapıları ve yeni kuşağın yaşadığı sorunlar ele alınmalı. Bu çalışmalarda bilimsel veriler titiz bir şekilde incelenerek, özdeğerlerimizle çatışan konu ve yaklaşımlar belirlenmeli. Yapılan araştırma sonuçları bilimsel veriler ve dini kaynaklar birlikte ele alınmalı.
Bu doğrultuda ortaya çıkan sonuç, insanın yetiştirilmesi ruhsal destek sağlanması ve kişisel ilerlemesini sağlamak için farkındalık sağlamaktır. Gelecek umutla ve güvenle bakan birey ve toplumun inşası araştırmanın amaçları arasındadır.
Küreselleşme sürecinde "değer" odaklı insan yapısı, ego merkezli insan yapsana doğru eğilim göstermektedir. Bu nedenle değerler zemininde varlığını sürdüren kültürlerde olumsuz sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Birey ve aile toplumda meydana gelen değişimler sebebiyle "inanç değerleri" üzerine kurulu kültürler hayatiyetini sürdürme sorunu yaşamaktadırlar. Modern anlayışına sahip küresel akımları ise bu tablodan güçlenerek çıkmaktadır.
Küresel çapta yükselen egomerkezli yaşam tarzı hızla yayılmaktadır.İletişim teknolojisindeki gelişmeler bu ivmeyi hızlandırmaktadır. Özellikle genç kuşakları bu etkileşimin riskleri altındadır. Teknolojiyi günlük hayatında aşırı kullanan gençler küresel ortak kültür değerlerini benimsemektedir.Yetişkin ve yaşlı kuşağın gençlere rol model olma da yetersizlik vardır. Gençlerin hızlı tükettikleri sanal medya ürünleri, kendi kültürlerine yabancı bir mecraya çekmektedir. Bu durum karşısında ebeveynler değer odaklı bir yaklaşımdan yoksundur. Ebeveynlik rolü daha gözlenebilir olan alanlarda ortaya çıkmaktadır. Bu roller; sağlık, beslenme, barınma ve akademik başarı alanlarında etkin olmaya yöneliktir. Ruhsal ve manevi bakımdan çocuklarına duyarlık geliştiren ve yeterli olan ebeveynler azınlıktadır.
Gelecek nesillerin değer ve inanç odaklı yetiştirilmesinde büyük açıklar meydana gelmektedir. Modern çağın getirdiği seküleryaşam tarzı, yetişkinlerde rol kayıplarına yol açmaktadırlar. Modern yaşamdan etkilenmeleri nedeniyle değer ve inanç ekseninden uzaklaştıkları görülmektedir. Yetişkinlerde meydana gelen 'donanım kaybı' bazı sorunlara yol açmaktadır.
Bunlardan ilki, kültür aktarımında yetersiz kalan ebeveyn rolü. İkincisi ise; kırılgan yetişkinlerin benlik algılarının değişime uğramasıdır.